Should ile olumlu cümleler, olumsuz cümleler, soru cümleleri ve kullanım örnekleri.
İngilizcede 'should' genellikle yapılması doğru, iyi ya da ahlaki bir gereklilik olan bir şeyi belirtmek için kullanılır. Aşağıda 'should' ile en çok kullanılan cümle örnekleri verilmiş, kullanım yerlerine değinilmemiştir. Konu anlatımı için linke tıklayabilirsiniz.
・You should sleep early.
› Erken uyumalısın.
・He should be at work now.
› Şu anda işte olmalı.
・He should have arrived by now.
› Şimdiye kadar gelmiş olması gerekirdi.
・We should finish this project today.
› Bu projeyi bugün bitirmemiz lazım.
・Should we invite them to the party?
› Onları partiye davet etmeli miyiz?
・We should leave early to avoid traffic.
› Trafiğe takılmamak için erken çıkmalıyız.
・We should have left early to avoid traffic.
› Trafiğe takılmamak için erken çıkmalıydık.
・I think you should apologize for what happened.
› Bence olanlar için özür dilemelisin.
・He suggested that I should apply for the job.
› İşe başvurmamı önerdi.
・There should be more parking spaces in this area.
› Bu bölgede daha fazla park yeri olmalı.
・He should study harder if he wants to pass the exam.
› Sınavı geçmek istiyorsa daha çok çalışmalı.
・In case you should have any questions, don't hesitate to ask.
› Sorunuz olursa sormaya çekinmeyin.
・We should help the poor.
› Yoksullara yardım etmeliyiz.
・She should know the answer.
› Cevabı bilmeli (= biliyor olmalı).
・She should be arriving any minute now.
› Her an gelebilir.
・He should be studying for his exam right now.
› Şu anda sınavına çalışıyor olmalı.
・If you're feeling unwell, you should see a doctor.
› Kendinizi iyi hissetmiyorsanız bir doktora görünmelisiniz.
・It should be an exciting experience for them.
› Bu, onlar için heyecan verici bir deneyim olmalı.
・You should believe in yourself and your abilities.
› Kendinize ve yeteneklerinize inanmalısınız.
・We should consider all options before deciding.
› Karar vermeden önce tüm seçenekleri değerlendirmeliyiz.
・If you want to succeed, you should be persistent.
› Başarılı olmak istiyorsanız ısrarcı olmalısınız.
・Should you find any errors, please let me know.
› Herhangi bir hata bulursanız lütfen bana bildirin.
・If the meeting is postponed, we should notify everyone.
› Toplantı ertelenirse herkese haber vermeliyiz.
・I think you should wear a coat. It's cold outside.
› Bence bir ceket giymelisin. Dışarısı soğuk.
・If I were you, I should consider taking that job offer.
› Senin yerinde olsaydım, o iş teklifini kabul etmeyi düşünürdüm.
・Drivers should follow traffic rules to ensure road safety.
› Sürücülerin yol güvenliğini sağlamak için trafik kurallarına uyması gerekiyor.
・The company should invest more in employee training.
› Şirket çalışanların eğitimine daha fazla yatırım yapmalı.
・He said that I should visit the museum while I'm in town.
› Şehirdeyken müzeyi ziyaret etmem gerektiğini söyledi
・Maybe you should ask for advice from someone experienced.
› Belki de tecrübeli birinden tavsiye almalısın.
・You should always read the terms and conditions before agreeing.
› Kabul etmeden önce her zaman şartlar ve koşulları okumalısınız.
・The government should invest more in renewable energy sources.
› Devletin yenilenebilir enerji kaynaklarına daha fazla yatırım yapması gerekiyor.
・It should be noted that practice is essential for mastering any skill.
› Herhangi bir beceride ustalaşmak için pratik yapmanın elzem olduğu unutulmamalıdır.
・We should respect others' opinions even if they differ from our own.
› Başkalarının fikirleri bizimkinden farklı olsa bile saygı duymalıyız.
・She shouldn't be so careless.
› Bu kadar dikkatsiz olmamalı.
・He shouldn't be so pessimistic.
› Bu kadar kötümser olmamalı.
・He shouldn't have lied about it.
› Bu konuda yalan söylememeliydi.
・You shouldn't have done that.
› Bunu yapmamalıydın.
・She shouldn't be so quick to judge.
› Yargılamakta bu kadar acele etmemeli.
・They shouldn't be late for the meeting.
› Toplantıya geç kalmamalılar.
・You shouldn't have eaten so much.
› Bu kadar çok yememeliydin.
・She shouldn't have taken such a risk.
› Böyle bir riski almamalıydı.
・She shouldn't have said those things.
› Bunları söylememesi gerekirdi.
・We shouldn't have overlooked the problem.
› Sorunu gözden kaçırmamalıydık.
・You shouldn't have forgotten to lock the door.
› Kapıyı kilitlemeyi unutmamalıydın.
・You shouldn't smoke; it's bad for your health.
› Sigara içmemelisiniz; sağlığınız için zararlı.
・She shouldn't have been driving at that speed.
› Bu hızda araba kullanmamalıydı.
・We shouldn't have assumed it would be easy.
› Kolay olacağını düşünmemeliydik.
・They shouldn't have wasted so much time on that project.
› Bu projeye bu kadar zaman harcamamalıydılar.
・Should we start now?
› Şimdi başlamalı mıyız?
・Should I call you later?
› Seni sonra aramalı mıyım?
・Should I help you with that?
› Bu konuda sana yardım edeyim mi?
・Should I bring anything to the party?
› Partiye bir şey getirmeli miyim?
・Shouldn't they have arrived by now?
› Şimdiye kadar gelmeleri gerekmez miydi?
・Shouldn't she reconsider her decision?
› Kararını tekrar gözden geçirmesi gerekmez mi?
・Shouldn't you be studying for the exam?
› Sınava çalışman gerekmiyor mu?
・To whom should I address this letter?
› Bu mektubu kime yazmalıyım?
・Should I have sent the invitation earlier?
› Davetiyeyi daha önce mi göndermeliydim?
・How should I approach this difficult situation?
› Bu zor duruma nasıl yaklaşmalıyım?
・Should the voting age be lowered or raised?
› Oy kullanma yaşı düşürülmeli mi yoksa yükseltilmeli mi?
・Shouldn't it be warmer at this time of year?
› Yılın bu zamanında havanın daha sıcak olması gerekmez mi?
・Should he have received the letter by now?
› Mektubu şimdiye kadar almış olması gerekmez miydi?
・Shouldn't she be getting ready for the interview?
› Röportaj için hazırlanması gerekmiyor mu?
・Who should be responsible for organizing the event?
› Etkinliğin organizasyonundan kim sorumlu olmalı?
・Shouldn't we start planning for the upcoming project?
› Gelecek proje için planlamaya başlamamız gerekmez mi?