Present continuous tense ile olumlu cümleler, olumsuz cümleler ve soru cümleleri. İngilizce şimdiki zaman cümle örnekleri.
İngilizcede present continuous tense (şimdiki zaman) genellikle konuşma anında gerçekleşen olaylar için kullanılır. Aşağıda present continuous tense ile en çok kullanılan cümle örnekleri paylaşılmış ve kullanım yerlerine değinilmemiştir. Konu anlatımı için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.
Present continuous tense konu anlatımı →
• He is sleeping now.
› O, şu an uyuyor.
• I'm working at the moment.
› Şu anda çalışıyorum.
• She is talking on the phone right now.
› Şu anda telefonda konuşuyor.
• They are at present trying to solve the issue.
› Şu anda sorunu çözmeye çalışıyorlar.
• She is soon starting a new job.
› Yakında yeni bir işe başlıyor.
• The baby is still crying.
› Bebek hala ağlıyor.
• The weather is getting warmer today.
› Hava bugün ısınıyor.
• He is learning a new language these days.
› Bugünlerde yeni bir dil öğreniyor.
• She is staying with us temporarily.
› Geçici olarak bizde kalıyor.
• He is working in a hotel for the time being.
› Şu an için bir otelde çalışıyor.
• They are always arguing with each other.
› Sürekli birbirleriyle tartışıyorlar.
• She is continuously checking her phone.
› Sürekli telefonunu kontrol ediyor.
• The company is currently testing a new software.
› Şirket şu anda yeni bir yazılımı test ediyor.
• Our population is increasing day by day.
› Nüfusumuz gün geçtikçe artıyor.
• They are going on holiday in two days.
› İki güne tatile gidiyorlar.
› İki gün sonra tatile gidiyorlar.
• He is looking after my dog for a few days.
› Birkaç günlüğüne köpeğime bakıyor.
• We are planning a trip this week.
› Bu hafta bir gezi planlıyoruz.
• What courses are you taking this semester?
› Bu dönem hangi dersleri alıyorsun?
• They are moving to a new house next month.
› Gelecek ay yeni bir eve taşınıyorlar.
• She is attending an important meeting tomorrow.
› Yarın önemli bir toplantıya katılıyor.
• At 8 in the evening, he's usually watching TV.
› Akşam saat 8'de genellikle televizyon izler.
• He likes to listen to music when he's working.
› Çalışırken müzik dinlemeyi sever.
• More and more people are choosing to work remotely as technology improves.
› Teknoloji geliştikçe giderek daha fazla insan uzaktan çalışmayı seçiyor.
• I am drinking tea.
› Çay içiyorum.
• He is going to school.
› Okula gidiyor.
• You are talking too much.
› Çok fazla konuşuyorsun.
• John is swimming in the sea.
› John denizde yüzüyor.
• We are watching a movie now.
› Şu an bir film izliyoruz.
• My mom is cooking right now.
› Annem şu an yemek yapıyor.
• He is writing a letter at the moment.
› Şu an bir mektup yazıyor.
• She is working hard these days.
› Bu günlerde çok çalışıyor.
• He's temporarily staying in a hotel.
› Geçici olarak bir otelde kalıyor.
• They are coming to the party tonight.
› Bu akşam partiye geliyorlar.
• We are going on holiday next week.
› Gelecek hafta tatile çıkıyoruz.
• The world is changing rapidly.
› Dünya çok hızlı değişiyor.
• I am planning to travel to Europe this year.
› Bu yıl Avrupa'ya seyahat etmeyi planlıyorum.
• He is playing basketball with his friends.
› Arkadaşlarıyla basketbol oynuyor.
• Simon is riding a bicycle on the street.
› Simon sokakta bisiklet sürüyor.
• The students are reading a book together.
› Öğrenciler birlikte kitap okuyor.
• The situation in Turkey is getting worse.
› Türkiye'de durum kötüleşiyor.
• I am working on a new project at present.
› Şu sıralar yeni bir proje üzerinde çalışıyorum.
• Maria and Tom are getting married tomorrow.
› Maria ve Tom yarın evleniyorlar.
• My sister is currently learning to play the guitar.
› Kız kardeşim şu unda gitar çalmayı öğreniyor.
• The ongoing construction is causing a lot of noise.
› Devam eden inşaat çok fazla gürültüye neden oluyor.
• At the present moment, I am trying to finish this report.
› Şu anda bu raporu bitirmeye çalışıyorum.
• More and more people are working from home nowadays.
› Günümüzde giderek daha fazla insan evden çalışıyor.
• I am not going now.
› Şimdi gitmiyorum.
• She is not sleeping.
› O, uyumuyor.
• He is not working today.
› Bugün çalışmıyor.
• It is not raining right now.
› Şu an yağmur yağmıyor.
• The printer is not working.
› Yazıcı çalışmıyor.
• I am not living alone.
› Yalnız yaşamıyorum.
• He's not available at the moment.
› Şu anda musait değil.
• He is not playing with his friends.
› Arkadaşlarıyla oynamıyor.
• She is not waiting for me.
› Beni beklemiyor.
• Kate is not wearing a red skirt.
› Kate kırmızı etek giymiyor.
• John is not doing his homework.
› John ödevini yapmıyor.
• I am not looking for a new job.
› Yeni bir iş aramıyorum.
• She is not sitting on a chair.
› Sandalyede oturmuyor.
• We are not cleaning the house today.
› Bugün evi temizlemiyoruz.
• We are not going to the concert tonight.
› Bu akşam konsere gitmiyoruz.
• They are not playing tennis this afternoon.
› Bu öğleden sonra tenis oynamıyorlar.
• We are not going to the beach because the weather is not good.
› Hava iyi olmadığı için sahile gitmiyoruz.
• At the present time, we are not accepting any new applications.
› Şu anda yeni başvuruları kabul etmiyoruz.
• Are you coming to the party?
› Partiye geliyor musun?
• Is he listening to music?
› Müzik mi dinliyor?
• Is it snowing outside?
› Dışarıda kar yağıyor mu?
• Are we going to the beach today?
› Bugün sahile gidiyor muyuz?
• Are they still working in the garden?
› Onlar hala bahçede çalışıyorlar mı?
• Is Tom studying for the exam?
› Tom sınava mı çalışıyor?
• Are you watching TV at home?
› Evde televizyon mu izliyorsun?
• What are you doing now?
› Şu an ne yapıyorsun?
• What are you doing here?
› Burada ne yapıyorsun?
• Which book are you reading?
› Hangi kitabı okuyorsun?
• Where is she going?
› O nereye gidiyor?
• Who is walking in the park?
› Parkta kim yürüyor?
• Whom are you talking to?
› Kiminle konuşuyorsun?
• Why are you waiting here?
› Neden burada bekliyorsun?
• Why is Tom driving very fast?
› Tom neden (arabayı) çok hızlı sürüyor?
• When are we going to the cinema?
› Sinemaya ne zaman gidiyoruz?
• How are you studying English?
› İngilizceye nasıl çalışıyorsun?
• How many people are coming to the party?
› Partiye kaç kişi geliyor?
• How many courses are you taking this semester?
› Bu dönem kaç ders alıyorsunuz?