Could ile olumlu cümleler, olumsuz cümleler, soru cümleleri ve kullanım örnekleri.
İngilizcede 'could' genellikle geçmişteki bir yeterlikten bahsederken kullanılır. Aşağıda 'could' ile en çok kullanılan cümle örnekleri verilmiş, kullanım yerlerine değinilmemiştir. Konu anlatımı için linke tıklayabilirsiniz.
・He could be right.
› Haklı olabilir.
・I knew that you could do that.
› Bunu yapabileceğini biliyordum.
・When I was younger I could run fast.
› Gençken hızlı koşabilirdim.
・He couldn't come to the party yesterday.
› Dün partiye gelemedi.
・They could finish the project by next week.
› Projeyi gelecek haftaya kadar bitirebilirler.
・I could see the stars from my window last night.
› Dün gece penceremden yıldızları görebiliyordum.
・Could I borrow your pen, please?
› Kalemini ödünç alabilir miyim lütfen?
・Could you help me with this project?
› Bu projede bana yardımcı olabilir misiniz?
・I wish I could travel more often.
› Keşke daha sık seyahat edebilseydim.
・We could watch a movie tonight.
› Bu akşam film izleyebiliriz.
・We could eat out tonight, if you like.
› İstersen bu gece dışarıda yiyebiliriz.
・I wonder if we could go to the beach this weekend.
› Acaba bu hafta sonu sahile gidebilir miyiz?
・You could have told me the truth!
› Bana doğruyu söyleyebilirdin!
・You could have killed yourself driving like that!
› Böyle sürerken kendini öldürebilirdin!
・It was a serious mistake. He could have lost his job.
› Bu ciddi bir hataydı. İşini kaybedebilirdi.
・If I had studied harder, I could have passed the exam.
› Daha çok çalışsaydım sınavı geçebilirdim.
・I could play the piano then.
› O zaman piyano çalabiliyordum.
・I wasn't sure if I could do that.
› Bunu yapabileceğimden emin değildim.
・I'm not sure if I could do that.
› Bunu yapabilir miyim emin değilim.
・I'm not sure if I could have done that.
› Bunu yapmış olabilir miyim emin değilim.
・We could be making a big mistake.
› Büyük bir hata yapıyor olabiliriz.
・You could at least try to help me!
› En azından bana yardım etmeyi deneyebilirdin.
・He could swim before he turned six.
› Altı yaşına girmeden önce yüzebiliyordu.
・She could ride a bike when she was five.
› Beş yaşındayken bisiklete binebiliyordu.
・He asked if we could meet at the library.
› Kütüphanede buluşup buluşamayacağımızı sordu.
・She could read French when she was four.
› Dört yaşındayken Fransızca okuyabiliyordu.
・He wishes he could play the piano like his sister.
› Kız kardeşi gibi piyano çalabilmeyi diliyor.
・She could play the piano when she was a child.
› Çocukken piyano çalabiliyordu.
・If I had time, I could help you with your project.
› Zamanım olsaydı, projende sana yardım edebilirdim.
・When I was a child, I could eat chocolate every day.
› Çocukken her gün çikolata yiyebilirdim.
・I could be wrong, but I think we're supposed to turn left here.
› Yanılıyor olabilirim ama sanırım buradan sola dönmemiz gerekiyor.
・She could become a famous singer if she keeps practicing.
› Eğer pratik yapmaya devam ederse ünlü bir şarkıcı olabilir.
・He could speak three languages fluently when he was younger.
› Küçükken üç dili akıcı bir şekilde konuşabiliyordu.
・I could help you with your presentation if you need assistance.
› Yardıma ihtiyacınız olursa sunumunuzda size yardımcı olabilirim.
・I wish I could turn back time and make different decisions.
› Keşke zamanı geri alıp farklı kararlar alabilseydim.
・If you could lend me some money, I would really appreciate it.
› Bana biraz borç verebilirseniz, gerçekten minnettar olurum.
・I wonder if we could meet at the park instead of the coffee shop.
› Acaba kafe yerine parkta buluşabilir miyiz?
・The baby could sleep through the night when she was three months old.
› Bebek üç aylıkken gece boyunca uyuyabiliyordu.
・The situation couldn't be worse!
› Durum daha kötü olamazdı.
・He couldn't speak French fluently.
› Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşamıyordu.
・She couldn't find her keys this morning.
› Bu sabah anahtarlarını bulamadı.
・They couldn't complete the project on time.
› Projeyi zamanında tamamlayamadılar.
・He said that he couldn't come to the party.
› Partiye gelemeyeceğini söyledi.
・They couldn't attend the party last night.
› Dün geceki partiye katılamamışlardı.
・He couldn't lift the heavy box by himself.
› Ağır kutuyu tek başına kaldıramadı.
・We couldn't go to the beach due to the rain.
› Yağmurdan dolayı denize gidemedik.
・Could you recommend a good book to read?
› Okunacak güzel bir kitap önerir misiniz?
・I couldn't sleep last night because of the noise
› Dün gece gürültüden uyuyamadım.
・I couldn't believe my eyes when I saw her.
› Onu gördüğümde gözlerime inanamadım.
・They couldn't believe their luck when they won.
› Kazandıklarında şanslarına inanamadılar.
・They couldn't afford to buy a new car last year.
› Geçen yıl yeni bir araba almaya güçleri yetmedi.
・We couldn't leave the house until the storm passed.
› Fırtına geçene kadar evden çıkamadık.
・He couldn't access the files without the password.
› Şifre olmadan dosyalara erişemiyordu.
・Could they have overcome the obstacle without help?
› Yardım almadan engeli aşabilirler miydi?
・I couldn't solve the puzzle no matter how hard I tried.
› Ne kadar uğraşsam da bulmacayı çözemedim.
・They couldn't use the old computer because it was too slow.
› Eski bilgisayarı çok yavaş olduğu için kullanamıyorlardı.
・We couldn't reach the top of the mountain before sunset.
› Gün batımından önce dağın zirvesine ulaşamadık.
・I couldn't remember her name even though we met before.
› Daha önce tanışmış olmamıza rağmen adını hatırlayamadım.
・Could you repeat that, please?
› Lütfen tekrar edebilir misiniz?
・Could you pass me the salt, please?
› Tuzu uzatır mısınız lütfen?
・Could you please open the window?
› Lütfen pencereyi açabilir misiniz?
・Could I use your phone for a moment?
› Telefonunuzu bir dakikalığına kullanabilir miyim?
・Could she have finished the report by now?
› Raporu şimdiye kadar bitirmiş olabilir mi?
・Could you possibly reconsider your decision?
› Kararını tekrar gözden geçirmen mümkün mü?
・Could she play the piano before taking lessons?
› Ders almadan önce piyano çalabiliyor muydu?
・Could they have arrived earlier than we expected?
› Beklediğimizden daha erken gelmiş olabilirler mi?
・Could they finish the project by the end of the week?
› Projeyi hafta sonuna kadar bitirebilirler mi?
・Could you have imagined this outcome beforehand?
› Bu sonucu önceden hayal edebilir miydiniz?
・Could you play the guitar when you were in high school?
› Lisedeyken gitar çalabiliyor muydun?
・Could they have completed the task more efficiently?
› Görevi daha verimli bir şekilde tamamlayabilirler miydi?
・Could you speak any foreign languages when you were younger?
› Gençken herhangi bir yabancı dil konuşabiliyor muydunuz?