'Could have + V3' Kullanımı ve Örnek Cümleler
'Could have + V3' Kullanımı ve Örnek Cümleler

'Could have + V3' kullanımı, örnek cümleler, olumlu cümleler ve olumsuz cümleler.

İngilizcede 'could' genellikle 'can' nin geçmiş zaman hali olarak, geçmişteki bir yeterliği belirtmek için kullanılır. Aşağıda sadece 'could have + V3' kullanımı açıklanmış, ve 'could' kullanımına değinilmemiştir. 'Could' un ayrıntılı konu anlatımı için linke tıklayabilirsiniz.

Could - Konu Anlatımı

Kullanım

Yeterlik

Bir kişinin geçmişte bir şeyi yapabilmek için yeterliğe veya fırsata sahip olduğunu ancak yapmadığını belirtmek için kullanılır.

・He could have learned English, but he didn't want to.
 › İngilizce öğrenebilirdi ama istemedi.

・He could have passed the exam if he had studied more.
 › Daha fazla çalışsaydı sınavı geçebilirdi.

・We could have gone to the beach, but it started raining.
 › Sahile gidebilirdik ama yağmur başladı.

Tahmin

Geçmişle ilgili bir tahmini belirtmek için kullanılır.

・His shoes were wet. He could have walked in the rain.
 › Ayakkabıları ıslaktı. Yağmurda yürüyebilirdi.

・Where is Tom? I don't know, he could have forgotten about the meeting.
 › Tom nerede? Bilmiyorum, toplantıyı unutmuş olabilir.

İmkansızlık

Geçmişte olmuş bir şeyin imkansız olduğunu belirtmek için kullanılır.

・She couldn't have passed the exam without studying. It was too difficult.
 › Çalışmadan sınavı geçmiş olamaz. Çok zordu.

・He couldn't have broken the vase; he was in another room when it happened.
 › Vazoyu kırmış olamaz; olay olduğunda başka bir odadaydı.

Rahatsızlık

Geçmişte olmuş bir olayla ilgili rahatsızlığı belirtmek için kullanılır.

・You could have apologized for your mistake!
 › Hatan için özür dileyebilirdin!

・You could have told me you were going to be late. 
 › Geç kalacağını bana söyleyebilirdin.

 

Örnek Cümleler

・He could have gotten lost in the forest.
 › Ormanda kaybolmuş olabilir.

・They could have handled the situation better.
 › Durumu daha iyi idare edebilirlerdi.

・They could have been late due to the traffic jam.
 › Trafik sıkışıklığından dolayı gecikmiş olabilirler.

・The thief could have entered through the back door. 
 › Hırsız arka kapıdan girmiş olabilir.

・I could have helped you with the project, but I was too busy.
 › Projede sana yardım edebilirdim ama çok meşguldüm.

・She could have aced the exam if she had studied more.
 › Daha fazla çalışsaydı sınavda başarılı olabilirdi.

・They could have left the party earlier if they had wanted to.
 › İsteselerdi partiden daha erken ayrılabilirlerdi.

・He could have meant something else by what he said.
 › Söyledikleriyle başka bir şeyi kastetmiş olabilir.

・I could have learned French if I had taken the class in high school.
 › Eğer lisede ders almış olsaydım Fransızca öğrenebilirdim.

・She could have gone to the party, but she decided to stay home.
 › Partiye gidebilirdi ama evde kalmaya karar verdi.

・If I had known it would rain, I could have brought an umbrella.
 › Yağmur yağacağını bilseydim şemsiye getirirdim.

・It's hard to believe she could have completed the marathon in such a short time.
 › Maratonu bu kadar kısa sürede tamamlayabileceğine inanmak zor.

・He could have borrowed money from his friend, but he never asked.
 › Arkadaşından borç alabilirdi ama asla istemedi.

・The front door was unlocked. He could have forgotten to lock it.
 › Ön kapı kilitli değildi. Kilitlemeyi unutmuş olabilir.

・He could have saved more money for his future, but spent it on unnecessary things.
 › Geleceği için daha fazla para biriktirebilirdi ama parasını gereksiz şeylere harcadı.

・He could have learned a new language while he was living abroad, but he didn't have the time.
 › Yurt dışında yaşarken yeni bir dil öğrenebilirdi ama vakti yoktu.

Editörün Seçtikleri