İngilizcede 'may' kullanımı, konu anlatımı ve örnek cümleler.
May, Türkçeye ‘-ebilir’ olarak çevirilir. Genel olarak bir olasılıktan, izinden ya da kibar bir ifadeden bahsederken kullanılır.
Yapı |
Olumlu (özne + may + V1) |
• He may be right. › Haklı olabilir. |
Olumsuz (özne + may + not + V1) |
• He may not be right. › Haklı olmayabilir. |
Soru (may + özne + V1) |
• May I come in? › İçeri girebilir miyim? |
• We may be late.
› Geç kalabiliriz.
• It may rain in the afternoon.
› Öğleden sonra yağmur yağabilir.
• He may have missed the bus.
› Otobüsü kaçırmış olabilir.
• You may leave now.
› Şimdi gidebilirsiniz.
• May I use your phone?
› Telefonunuzu kullanabilir miyim?
• Workers may not wear jeans at work.
› İşçiler iş yerinde kot pantolon giyemezler.
• Students may enter the museum for free.
› Öğrenciler müzeye ücretsiz girebilirler.
• May I ask a question?
› Bir soru sorabilir miyim?
• I’d like to add something, if I may.
› Müsaadenizle bir şey eklemek isterim.
• He may be kind, but he is wrong.
› Nazik olabilir ama o haksız.
• He may be young, but he has a lot of experience.
› Yaşı genç olabilir ama çok tecrübesi var.
• May the best man win!
› En iyi olan kazansın!
• ‘Her mother passed away’. ‘May she rest in peace’.
› Annesi vefat etti. Nur içinde yatsın.
• I’ll go by car so that I may get there on time.
› Oraya zamanında varabilmek için arabayla gideceğim.
• We ought to prevent the war in order that we may live in peace.
› Barış içinde yaşayabilmemiz için savaşı önlememiz gerekir.
• You may be right.
› Haklı olabilirsin.
• That may or may not be a problem.
› Bu bir sorun olabilir veya olmayabilir.
• They may well succeed.
› Başarılı olabilirler.
› Gayet de başarılı olabilirler.
• I may have to work late tonight.
› Bu gece geç saatlere kadar çalışmam gerekebilir.
• I may not be able to come on Saturday.
› Cumartesi gelemeyebilirim.
• He may have left while we were out.
› Biz yokken gitmiş olabilir.
• “May I come in?” “Yes, of course”
› “İçeri girebilir miyim?” “Evet, elbette.”
• “May I borrow your book?” “No, you may not.”
› “Kitabınızı ödünç alabilir miyim?” “Hayır, alamazsınız.”
• You may consider your decision again.
› Kararınızı tekrar gözden geçirebilirsiniz.
• The project, if I may say so, was a waste of time.
› Proje, tabiri caizse, bir zaman kaybıydı.
• May I suggest a different idea?
› Farklı bir fikir önerebilir miyim?
• Economy is improving. Long may it continue to do so.
› Ekonomi gelişiyor. Umarım uzun süre böyle devam eder.
• We may need to change our plans due to the weather forecast.
› Hava durumuna göre planlarımızı değiştirmemiz gerekebilir.
• You may not be aware of this, but I'm allergic to peanuts.
› Farkında olmayabilirsin ama benim fıstığa alerjim var.
• She may have misunderstood what you said.
› Söylediklerinizi yanlış anlamış olabilir.