İngilizcede 'would' kullanımı, konu anlatımı ve örnek cümleler.
Would, genel olarak will in geçmiş hali olarak, kibarca bir şey istemek veya sormak için kullanılmakla beraber, kullanım yerleri oldukça fazladır.
Yapı |
Olumlu (özne + would + V1) |
• He would come early. › Erken gelecekti. |
Olumsuz (özne + would + not + V1) |
• He would not come early. • He wouldn't come early. › Erken gelmeyecekti. |
Soru (would + özne + V1) |
• Would you like coffee? › Kahve ister misiniz? |
• Would you like more tea?
› Daha fazla çay ister misiniz?
• Would you mind waiting a moment?
› Bir dakika bekler misiniz?
› Biraz beklemenizin bir sakıncası var mı?
• Would you open the window, please?
› Pencereyi açar mısınız lütfen?
will | would |
• He will come early. › Erken gelecek. |
• He would come early. › Erken gelecekti. |
• He says he will help me. › Bana yardım edeceğini söylüyor. |
• He said he would help me. › Bana yardım edeceğini söyledi. |
• If I were you, I would not do that.
› Senin yerinde olsam bunu yapmazdım.
• What would you do in my situation?
› Benim durumumda olsan ne yapardın?
• You would see her If you came early.
› Erken gelseydin onu görürdün.
• She’d look better with black hair.
› Siyah saçla daha iyi görünürdü.
• It would be a shame to miss the event.
› Etkinliği kaçırmak utanç verici olurdu.
☞ Bu kullanımı her zaman 'would have + V3' yapısında kullanılır.
• I would have called you, but I wasn’t free.
› Seni arayacaktım ama müsait değildim.
• If I had studied harder, I would have passed the exam.
› Çok çalışsaydım, sınavı geçerdim.
☞ Bu kullanımı genellikle 'I wish' veya 'If only' ile kullanılır.
• I wish he would be here.
› Keşke burada olsaydı.
• If only I would listen to my father.
› Keşke babamı dinleseydim.
☞ 'Would like, love, prefer, hate, etc.' şeklinde kullanılır.
• I would love a coffee.
› Bir kahve isterim.
• I would hate to be late.
› Geç kalmaktan nefret ederim.
☞ 'Would imagine, say, think, etc.' şeklinde kullanılır.
• I’d say he is about forty.
› Kırk yaşında olduğunu söyleyebilirim.
• I would think that he was telling the truth.
› Doğruyu söylediğini düşünüyorum.
☞ Bu kullanımı 'used to' ile eş anlamlıdır.
• Every morning we would walk in the park.
› Her sabah parkta yürürdük.
• When we were away, she would look after our dog.
› Biz yokken köpeğimize o bakardı.
☞ Bu kullanımı 'so that' veya 'in order that' ile birlikte kullanılır.
• He saved money so that he would buy a car.
› Araba almak için para biriktirdi.
• I left early in order that I would arrive on time.
› Zamanında varabilmek için erken ayrıldım.