• He's living in Germany.
› Almanya'da yaşıyor.
(Kısa bir süredir veya kısa bir süreliğine Almanya'da yaşıyor, mesela iş için birkaç aydır orada yaşıyor.)
• He lives in Germany.
› Almanya'da yaşıyor.
(Almanya'da ikamet ediyor veya uzun süredir -kalıcı olarak orada yaşıyor.)
• He's working abroad.
› Yurt dışında çalışıyor.
• He works abroad.
› Yurt dışında çalışıyor.
• He's coming next week.
› Gelecek hafta geliyor/gelecek.
(Gelecek hafta gelmesi planlanıyor.)
• The school starts next week.
› Okul gelecek hafta başlıyor/başlayacak.
(Okulun gelecek hafta başlamsı kesinleştirilmiş.)
• What are you doing tomorrow?
› Yarın ne yapıyorsun/yapacaksın?
• He always laughs.
› O her zaman güler.
(Sürekli güldüğünü - kişiyi tanımlar.)
• He's always laughing.
› O her zaman güler/gülüyor.
(Sürekli güldüğünü - rahatsızlık belirtir.)
• It always rain here.
› Burada her zaman yağmur yağar.
• It's always raining here.
› Burada her zaman yağmur yağar/yağıyor.
✓ I want to drink water.
✗ I'm wanting to drink water.
› Su içmek istiyorum.
✓ I will help you, I promise.
✗ I will help you, I'm promise.
› Sana yardım edeceğim, söz veriyorum.
✓ I agree with you.
✗ I'm agreeing with you.
› Seninle aynı fikirdeyim.
✓ I know John.
✗ I'm knowing John.
› John'u tanıyorum.
• You look awful.
› Berbat görünüyorsun.
• You're looking awful.
› Berbat görünüyorsun.
• I feel sick today.
› Bugün kendimi hasta hissediyorum.
• I'm feeling sick today.
› Bugün kendimi hasta hissediyorum.
• He's very lazy.
› O, çok tembeldir.
(Kişinin tembel olduğunu belirtir.)
• He's being lazy.
› Tembellik yapıyor.
(Kişinin konuşma anı tembellik yaptığını belirtir.)
• I think that the plan is not good.
› Planın iyi olmadığını düşünüyorum.
(Fikri olduğu - durum belirtir.)
• I'm thinking of changing the plan.
› Planı değiştirmeyi düşünüyorum.
(Değiştirmeyi tasarladığını - eylem belirtir.)
Mental states: believe, desire, doubt, know, need, realize, recognize, suppose, understand, want
Emotional states: love, like, hate, fear, astonish, care, dislike, envy, mind, please, prefer, surprise
Possession: have, belong, owe, own, possess
Senses: feel, taste, smell, see, hear
Others: be, look, appear, seem, contain, cost, deserve, equal, exist, involve, lack, matter, perceive, promise, resemble
İngilizcede zamanların konu anlatımlarına linke tıklayarak gramer sayfamızdan ulaşabilirsiniz.