Past perfect continuous tense ile örnek cümleler, olumlu cümleler, olumsuz cümleler ve soru cümleleri.
'Past Perfect Continuous tense' geçmişten bahsederken kullandığımız bir diğer İngilizce zaman kipidir. Genel kural olarak geçmişte başlamış, bir süre devam etmiş ve geçmişte olmuş başka bir olaydan önce bitmiş bir olayı belirtmek için kullanılır.
Past Perfect Continuous Tense - Konu Anlatımı
・She had been running for an hour when she got tired.
› Yorulunca bir saattir koşuyordu.
・I was exhausted because I had been working on my project all night.
› Bütün gece projem üzerinde çalıştığım için çok yorulmuştum.
・By the time you arrived, they had been discussing the project for hours.
› Siz geldiğinizde saatlerce projeyi tartışıyorlardı.
・She had been studying for the exam all night before she finally went to bed.
› Nihayet yatmadan önce bütün gece sınava çalışmıştı.
・We had been waiting for the bus for half an hour when it showed up.
› Otobüs geldiğinde yarım saattir bekliyorduk.
・He had been working at the company for five years before he got promoted.
› Terfi etmeden önce şirkette beş yıldır çalışıyordu.
・They had been living in that house for a decade before they decided to move.
› Taşınmaya karar vermeden önce on yıldır o evde yaşıyorlardı.
・By the end of the day, she had been cleaning the house for six hours.
› Günün sonunda altı saattir evi temizliyordu.
・The team had been training hard for months before they won the championship.
› Takım şampiyonluğu kazanmadan önce aylardır sıkı bir antrenman yapıyordu.
・The house was a mess because the children had been playing inside all day.
› Çocuklar bütün gün içeride oynadıkları için ev darmadağınıktı.
・By the time the police arrived, the thief had been gone for at least an hour.
› Polis geldiğinde hırsız en az bir saattir ortalıkta yoktu.
・Since she had been practicing the violin for months, her performance was flawless.
› Aylardır keman çalıştığı için performansı kusursuzdu.
・She had been studying French for several years before she finally moved to Paris.
› Sonunda Paris'e taşınmadan önce birkaç yıldır Fransızca çalışıyordu.
・Despite the fact that they had been arguing, they decided to put their differences aside.
› Her ne kadar tartışsalar da farklılıklarını bir kenara bırakmaya karar verdiler.
・They had not been traveling much before they retired.
› Emekli olmadan önce pek seyahat etmiyorlardı.
・I had not been feeling well all day, so I decided to stay home.
› Bütün gün kendimi iyi hissetmiyordum, bu yüzden evde kalmaya karar verdim.
・He had not been studying for his exams, which is why he failed.
› Sınavlarına çalışmamıştı, bu yüzden başarısız oldu.
・I had not been sleeping well for weeks before I got a new mattress.
› Yeni bir yatak almadan önce haftalardır iyi uyuyamıyordum.
・I had not been sleeping well for weeks before I got a new mattress.
› Yeni bir yatak almadan önce haftalardır iyi uyuyamıyordum.
・She had not been eating properly before she decided to change her diet.
› Diyetini değiştirmeye karar vermeden önce düzgün bir şekilde yemek yemiyordu.
・He had not been studying Spanish for very long before he gave up.
› Vazgeçmeden önce çok uzun süredir İspanyolca öğrenmiyordu.
・I was relieved because they hadn't been arguing in my presence.
› Benim yanımda tartışmadıkları için rahatladım.
・I tripped and fell because I hadn't been paying attention to where I was going.
› Nereye gittiğime dikkat etmediğim için takılıp düştüm.
・The neighbors had not been getting along before they resolved their differences.
› Komşular aralarındaki anlaşmazlıkları çözene kadar anlaşamıyorlardı.
・Due to bad weather, they had not been going hiking in the mountains for weeks.
› Kötü hava nedeniyle haftalardır dağlarda yürüyüşe çıkmıyorlardı.
・They hadn't been expecting to win the competition, so the victory was a huge surprise.
› Yarışmayı kazanmayı beklemiyorlardı, dolayısıyla zafer büyük bir sürprizdi.
・Had you been waiting long before the bus arrived?
› Otobüs gelmeden önce çok mu bekledin?
・Had they been planning this event for months?
› Aylardır bu etkinliği mi planlıyorlardı?
・Why hadn't you been feeling well lately?
› Neden son zamanlarda kendini iyi hissetmiyordun?
・Had it been raining heavily before the match was canceled?
› Maç iptal edilmeden önce çok yağmur yağıyor muydu?
・How long had they been living in that house before they moved?
› Taşınmadan önce ne kadar süredir o evde yaşıyorlardı?
・Had they been practicing regularly before the competition?
› Yarışmadan önce düzenli olarak antrenman yapıyorlar mıydı?
・Had he been saving money for years before he bought the house?
› Evi almadan önce yıllardır para biriktiriyor muydu?
・Had you been driving for a long time before you stopped for a break?
› Mola için durmadan önce uzun süre araba kullanıyor muydunuz?
・Since when had she been learning French before she moved to Paris?
› Paris'e taşınmadan önce ne zamandan beri Fransızca öğreniyordu?
・Had he been working at the company for a long time before he was promoted?
› Terfi etmeden önce şirkette uzun süre mi çalışıyordu?