İngilizcede 'little, a little' kullanımı. A little ve little arasındaki fark. Little ve a little ile örnek cümleler.
'A little' ve 'little' sayılamayan isimlerden önce, bir şeyin miktarından bahsetmek için kullanılır. A little olumlu bir anlam taşır. Bahsedilen şeyin az miktarda ama yeterli olduğunu belirtir. Türkçeye 'az, biraz, az miktarda' olarak tercüme edilebilir. Little is olumsuz bir anlam taşır. Bahsedilen şeyin çok az olduğunu, yeterli olmadığını belirtir. Türkçeye 'çok az, azıcık, birazcık' olarak tercüme edilebilir.
・I have little interest in politics.
› Siyasete çok az ilgim var. (= Sisasete neredeyse hiç ilgim yok.)
・I have a little interest in politics.
› Siyasete biraz ilgim var. (Siyasete çok fazla ilgim yok.)
・I have little money. I can't buy a new skirt.
› Çok az param var. Yeni bir etek alamam.
・I have a little money. I can buy a new skirt.
› Biraz param var. Yeni bir etek alabilirim.
Konuşma dilinde 'little' yerine daha çok aynı anlama gelen very little veya only a little kullanılır.
・I have very little knowledge of astronomy.
› Astronomi bilgim çok azdır.
・The students had only a little time to complete the test.
› Öğrencilerin testi tamamlamak için çok az zamanları vardı.
・Could you speak a little louder?
› Biraz daha yüksek sesle konuşabilir misin?
・She added a little salt to the soup
› Çorbaya biraz tuz kattı.
・We have a little time to finish the work.
› İşi bitirmek için az zamanımız var.
・We have little time to finish the work.
› İşi bitirmek için çok az zamanımız var.
・I need a little more information to make a decision.
› Karar vermek için biraz daha bilgiye ihtiyacım var.
・The region had very little rainfall during the drought.
› Kuraklık döneminde bölge çok az yağış aldı.
・I have very little knowledge of law; it's not my area of expertise.
› Hukuk bilgim çok azdır; uzmanlık alanım değil.
・I have a little free time. I can help you with your homework.
› Biraz boş zamanım var. Ödevinde sana yardım edebilirim.
・I have little free time. I can't help you with your homework.
› Çok az boş zamanım var. Ödevinde sana yardım edemem.
・Despite her efforts, she made very little progress in learning English.
› Çabalarına rağmen İngilizce öğrenmede çok az ilerleme kaydetti.