İngilizcede Siyaset ile İlgili Kelimeler
İngilizcede Siyaset ile İlgili Kelimeler

İngilizcede siyaset ile ilgili kelimeler, terimler ve tabirler

Kelimeler

agency: kurum, müessese
affair: iş, mesele
ally: müttefik
ambassador: büyükelçi
anarchy: anarşi
assembly: meclis
autonomous: özerk
border: sınır
budget: bütçe
bureaucracy: bürokrasi
cabinet: kabine
campaign: kampanya
candidate: aday
capitalism: kapitalizm
civil: sivil
coalition: koalisyon
communism: komünizm
conflict: çatışma
congress: kongre
constitution: anayasa
conservatism: muhafazakarlık
corruption: yolsuzluk
council: meclis, konsey
coup: darbe
crown: taç
debate: tartışma
democracy: demokrasi
department: bölüm, bakanlık
dictatorship: diktatörlük
diplomat: diplomat
domestic: iç, yerli
election: seçim
embassy: elçilik
expansionist: genişlemeci
extremism: aşırılık
feudalism: derebeylik
foreign: dış, yabancı
globalism: küreselcilik
governor: vali
government: hükümet
ideology: ideoloji
imperialism: emperyalizm
independent: bağımsız
international: uluslararası
king: kral
law: hukuk
leadership: liderlik
leftist: solcu
liberalism: liberalizm
majority: çoğunluk
mayor: belediye başkanı
militarist: askeri
minister: bakan
moderate: ılımlı
monarchy: monarşi
nation: ulus, millet
nationalism: ulusalcılık
negotiation: müzakere
oligarchy: oligarşi
pacifist: barış yanlısı
peace: barış
party: parti
politician: politikacı
policy: politika
political: siyasi
politics: politika
power: iktidar
public: kamu
prime president: başbakan
privilege: imtiyaz
president: başkan
racism: ırkçılık
reformer: reformcu, yenilikçi
regime: rejim
relation: ilişki
representative: temsilci
republic: cumhuriyet
resignation: istifa
revolution: devrim
rightist: sağcı
ruler: yönetici, hükümdar
secretary: sekreter
secularist: seküler, laik
spokesman: sözcü
state: devlet
statesman: devlet adamı
supporter: destekçi
queen: kraliçe
office: ofis
treaty: antlaşma
trade: ticaret
turnout: oy verenlerin sayısı
tyrant: zorba
uprising: isyan
vote: oy vermek
voter: seçmen
war: savaş

Tabirler & Terimler

foreign affairs: dış işleri, hariciye
foreign investment: yabancı yatırım
current affairs: güncel meseleler
interest group: çıkar grubu
moderate Islam: ılımlı İslam
police state: polis devleti
public affairs: kamu işleri
public service: kamu hizmeti
proxy war: vekalet savaşı
shadow Cabinet: gölge kabine
governmental agency: devlet kurumu
budget deficit: bütçe açığı
civil servant: memur
the Treasury Department: hazine bakanlığı
domestic market: iç piyasa
the legislative branch: yasama organı
judicial branch: yargı organı
executive branch: yürütme organı
general election: genel seçim
ballot paper: seçim pusulası
polling day: seçim günü
foreign trade: dış ticaret
peace treaty: barış antlaşması
the European Union: Avrupa Birliği
the United Nations: Birleşmiş Milletler
human rights: insan hakları
free trade: serbest ticaret
common market: ortak pazar
the right wing: sağ kanat, sağcılar
the left wing: sol kanat, solcular
the Republic of Türkiye: Türküye Cumhuriyeti
The Grand National Assembly of Turkey: Türkiye Büyük Millet Meclisi
majority vote: oy çokluğu
election campaign: seçim kampanyası
international relations: uluslararası ilişkiler
the Spokesman for the White House: Beyaz Saray'ın sözcüsü
divine right: ilahi hak
expansionist foreign policy: genişlemeci dış politika
mainstream media: ana akım medya
corruption allegation: yolsuzluk iddiası

Editörün Seçtikleri