‘In, on, at’ edatlarının kullanım yerleri oldukça fazladır. Aşağıda zaman için kullanım şekilleri ve kullanım örnekleri sıralanmıştır. Daha fazlası için sözlüğümüze göz atabilirsiniz.
• in April: Nisanda
• in 2013: 2013’te
• in the 1990s: 1990’larda
• in 20th century: 20. yüzyılda
• in 5 minutes: 5 dakikada, 5 dakika içinde
• in two days: iki günde, iki gün içinde
• in a week: bir haftada, bir hafta içinde
• in summer: yazın, yaz ayları, yaz ayları içinde
• in the morning: sabahleyin
• in the past: geçmişte
• in the future: gelecekte
• on Monday: pazartesi, pazartesi günü
• on Fridays: cumaları, cuma günleri
• on June 1: 1 haziranda
• on the 6th of January: ocağın 6’sında
• on my birthday: doğum günümde
• on Easter day: Paskalya gününde
• on Monday morning: pazartesi sabahı, pazartesi sabahında
• at 4 o’clock: saat 4’te
• at night: gece, geceleyin, geceleri
• at noon: öğle, öğleyin
• at sunset: gün batımında
• at sunrise: gün doğumunda
• at Christmast: Noel’de
• at the moment: şu anda
• at the same time: aynı anda
• at lunchtime: öğle yemeğinde
• at the weekend: haftasonunda
• at present: şu anda, şimdi
• at Easter: Paskalya’da
• I was born in 1990.
› 1990’da doğdum.
• I was born on 2 June 1990.
› 2 haziran 1990’da doğdum.
• My birthday is in June.
› Doğum günüm haziranda.
• I go on holiday in summer.
› Yazları tatile giderim.
• We can meet in the afternoon.
› Öğleden sonra buluşabiliriz.
• We can finish the work in two weeks.
› İki haftada işi bitirebiliriz.
• Are you free on Monday?
› Pazartesi günü boş musun?
• We usually meet on Saturdays.
› Genellikle cumaertesi günleri buluşuruz.
• He was born on June 1.
› 1 haziranda doğdu.
• He was born at 9.02 am, on June 1.
› 1 haziranda, sabah saat 9.02’de doğdu.
• I got up at 8.00 o’clock.
› Saat 8’de uyandım.
• I am busy at the moment.
› Şu an meşgulüm.
• I can do two things at the same time.
› Aynı anda iki şeyi yapabilirim.
• He will come on the 6th of January.
› Ocağın 6’sında gelecek.
• He wants to be a doctor in the future.
› Gelecekte doktor olmak istiyor.
• Life was hard in the past.
› Geçmişte hayat zordu.
• I saw him on Easter.
› Onu Paskalya’da gördüm. (Paskalya günü)
• What do you do at Easter?
› Paskalya’da ne yaparsınız. (Paskalya süresince)