‘In, on, at’ edatlarının yer için kullanım şekilleri ve örnekleri sıralanmıştır. Listenin sonunda ‘in the house’ vs ‘at the house’, ‘in the street’ vs ‘on the street’ gibi kullanımlar arasındaki farklılıklara değinilmiştir.
• in the box: kutuda, kutunun içinde
• in the drawer: çekmecede, çekmecenin içinde
• in the pocket: cepte, cebin içinde
• in the room: odada, odanın içinde
• in the building: binada, binanın içinde
• in the city: şehirde
• in the country: ülkede
• in the world: dünyada
• in the car: arabada
• in the taxi: takside
• in the garden: bahçede
• in the park: parkta
• in the street: caddede
• in bed: yatakta
• in the water: suda, suyun içinde
• in the sea: denizde
• in the sky: gökyüzünde
• in the book: kitapta
• in the dictionary: sözlükte
• in a queue: sırada, kuyrukta
• in the mirror: aynada
• on the surface: yüzeyde
• on the table: masada, masanın üzerinde
• on the wall: duvarda
• on the second floor: ikinci katta
• on the island: adada
• on the left: solda
• on the bus: otobüste
• on the train: trende
• on the plane: uçakta
• on the internet: internette
• on the phone: telefonda
• on the page: sayfada, sayfanın üzerinde
• on the farm: çiftlikte
• on the street: caddede, sokakta
• on the ceiling: tavanda
• on the grass: çimin üzerinde
• on the ground: yerde
• on the way: yolda
• on the map: haritada
• on the list: listede
• at the party: partide
• at the office: ofiste
• at home: evde
• at work: işte
• at the door: kapıda
• at the entrance: girişte
• at the end: sonunda
• at the side: kenarda
• at the front: önde
• at the hotel: otelde
• at the park: parkta
• at the store: mağazada, dükkanda
• at the station: istasyonda, garda
• at the bus stop: otobüs durağında
• at the end of the street: caddenin sonunda
• at the top of the page: sayfanın üst kısmında
• at the back of the bus: otobüsün arkasında
• There is a book in the box.
› Kutada bir kitap var.
• There is a cat on the box.
› Kutunun üzerinde bir kedi var.
• There is a cup on the table.
› Masanın üzerinde bir fincan var.
• He was sitting at the table.
› Masada oturuyordu.
• I’m not at the office at the moment.
› Şu anda ofiste değilim.
• He works in an office.
› Bir ofiste çalışıyor.
• There’s someone at the door.
› Kapıda biri var.
• There is an “exit” sign on the door.
› Kapıda “çıkış” işareti var.
• Her flat is on the third floor.
› Dairesi üçüncü kattadır.
• She lives in a flat.
› Bir dairede yaşıyor.
• He is waiting at the corner.
› Köşede bekliyor.
• He is waiting on the corner.
› Köşede bekliyor.
• His name is written on the cover of the book.
› İsmi kitabın kapağında yazılı.
• His biography is written in the book.
› Biyografisi kitapta yazılı.
• His biography is written at the beginning of the book.
› Biyografisi kitabın başında yazılı.
• He arrived late at the airport.
› Havaalanına geç vardı.
• The shop is at the end of the street.
› Dükkan sokağın sonunda.
• He works at a store on Oxford Street.
› Oxford Caddesinde bir mağazada çalışıyor.
• We live in Oxford Street.
› Oxford Caddesinde yaşıyoruz.
• I work at 232 Oxford Street.
› 232 Oxford Caddesinde çalışıyorum.
• We can meet at the beach.
› Sahilde buluşabiliriz.
• They are playing on the beach.
› Sahilde oynuyorlar.
• He lives in a town on the coast.
› Sahilde bir kasabada yaşıyor.
• Dublin is on the east coast of Ireland.
› Dublin, İrlanda’nın doğu kıyısındadır.
• Don’t walk on the grass.
› Çimlerin üzerinde yürümeyin.
• There’s a spider on the ceiling.
› Tavanda bir örümcek var.
NOTLAR in the house: evde (= evin içinde olmayı vurgular) at the house: evde (= evin konumunu vurgular) in school: okulda (= okulun içinde olmayı vurgular) at school: okulda (= okulda veya okulun bahçesinde) at the beach: sahilde (= sahilin konumunu vurgular) on the beach: sahilde (= sahilin kendisini vurgular) at the park: parkta (= parkın konumunu vurgular) in the park: parkta (= parkın sınırları içinde) at the library: kütüphanede (= kütüphanenin konumu vurgulanır) in the library: kütüphanede (= kütüphanenin içinde) at the office: ofiste (= işte olduğunu vurgular -genel anlam) in the office: ofiste (= bir odada veya iş yerinin içinde olduğunu vurgular) in bed: yatakta (= battaniye veya çarşafla üzeri örtülü) on bed: yatakta (= üzeri örtülü değil) ‘at the corner’ ve ‘on the corner’ birbirlerinin yerlerine kullanılabilir. in the corner sadece odayla birlikte kullanılır (in the corner of the room; odanın köşesinde). ‘Street’ kelimesi Amerika’da daha çok ‘on’ ile, İngiltere’de daha çok ‘in’ ile kullanılır. Cadde veya sokaktaki belli bir adresten bahsederken ‘at’ kullanılır. |