Go up • Increase • Rise • Grow • Escalate • Soar | Eş Anlamlı Kelimeler ve Aralarındaki Farklar
Go up • Increase • Rise • Grow • Escalate • Soar | Eş Anlamlı Kelimeler ve Aralarındaki Farklar

Türkçeye ‘yükselmek, artmak, fırlamak, çıkmak’ olarak çevrilen bu kelimeler çoğunlukla birbirlerinin yerine kullanılabilirler. Aşağıda temel kullanımları ve tanımları verilmiştir, daha fazlası için İngilizce sözlüğümüze göz atabilirsiniz.

Go up: (yükselmek, artmak, çıkmak)
Genellikle konuşma dilinde kullanılır. 

• Prices are still going up.
› Fiyatlar hala artıyor.

• The price of oil is going up.
› Benzin fiyatı artıyor.

Increase: (artmak, yükselmek)
Genellikle resmi dilde kullanılır.

• The population has increased by 10 percent.
› Nüfus yüzde 10 arttı.

• The cost of living has increased significantly.
› Yaşam pahalılığı önemli ölçüde arttı.

Rise: (artmak, yükselmek)
Increase gibi genellikle resmi dilde kullanılır.

• Prices are expected to rise.
› Fiyatların artması bekleniyor.

• Inflation has risen by 3 per cent.
› Enflasyon yüzde 3 arttı.

Grow: (artmak, büyümek)
Bir şeyin zaman içinde büyüdüğünü veya arttığını belirtir.

• Our sales grew by 5 per cent last year.
› Satışlarımız geçen yıl yüzde 5 arttı.

• The economy is continuing to grow.
› Ekonomi büyümeye devam ediyor.

Soar: (yükselmek, fırlamak)
Bir şeyin ani bir şekilde arttığını belirtir.

• Unemployment has soared to 25 per cent.
› İşsizlik yüzde 25’e yükseldi.

• The war caused prices to soar.
› Savaş fiyatların fırlamasına neden oldu.

Escalate: (artmak, tırmanmak)
İstenmeyen şeylerin artmasını belirtir. 

• The cost of healthcare has escalated recently.
› Son zamanlarda sağlık maliyetleri arttı.

• The risk of a war has been steadily escalating.
› Savaş riski giderek artıyor.

Editörün Seçtikleri