‘Altına, altında, -den aşağı…’ gibi kelimelerle Türkçe’ye çevirilen below ve under kelimeri, zaman zaman birbirlerinin yerlerine kullanılabilselerde kullanım yerleri farklıdır. Aşağıda bu kelimeler arasındaki temel farklılıklar açıklanmış ve kullanım örnekleri verilmiştir. Daha fazlası için sözlüğümüze göz atabilirsiniz.
• There’s big box under/below the sink.
› Lavabonun altında büyük bir kutu var.
• He drew a red line under/below the word.
› Kelimenin altını kırmızı bir çizgi ile çizdi.
• The whole village was under water.
› Bütün köy su altında kaldı.
• He wore a shirt under his sweater.
› Kazağının altına bir gömlek giymişti.
• It will cost under £500.
› 500 sterlinin altına mal olacak.
• The bag must be under 20 kilos.
› Çanta 20 kilonun altında olmalıdır.
• The trip took under an hour.
› Yolculuk bir saatten az sürdü.
• There were under 20 students in the class.
› Sınıfta 20’den az öğrenci vardı.
• He must be under 50.
› 50 yaşın altında olmalı.
• She has a kid under the age of five.
› Beş yaşından küçük bir çocuğu var.
• The movie is not suitable for children below 12 years of age.
› Film 12 yaşından küçük çocuklar için uygun değildir.
• This lake is below sea level.
› Bu göl deniz seviyesinin altındadır.
• The sun disappeared below the horizon.
› Güneş ufkun altında kayboldu.
• Temperatures were below average all week.
› Sıcaklıklar tüm hafta ortalamanın altındaydı.
• There are fish below the surface of the water.
› Su yüzeyinin altında balıklar var.
• Its quality is below an acceptable standard.
› Kalitesi kabul edilebilir bir standardın altındadır.
• Inflation has fallen below 5%.
› Enflasyon %5’in altına düştü.
• We sat under a tree and rested.
› Bir ağacın altına oturup dinlendik.
• Our apartment is below yours.
› Dairemiz sizinkinin altındadır.
• There’s a bag under the table.
› Masanın altında bir çanta var.
• He dived below the surface of the water.
› Su yüzeyinin altına daldı.
• How long can you hold your breath under water?
› Suyun altında nefesini ne kadar tutabilirsin?
• Her work was below average for the class.
› Çalışması sınıf için ortalamanın altındaydı.
• Her skirt is below her knees.
› Eteği dizlerinin altındadır.
• We could see clouds below us.
› Altımızda bulutları görebiliyorduk.
• There’s a clock below the painting.
› Resmin altında bir saat var.
• There are questions below the picture.
› Resmin altında sorular var.
• The ball rolled under the car.
› Top arabanın altına yuvarlandı.
• There’s a tunnel below the crags.
› Kayalıkların altında bir tünel var.
• The cables run below the floor.
› Kablolar zeminin altından geçiyor.