Beautiful • Pretty • Lovely • Handsome • Attractive • Good-looking • Gorgeous | Kelimeler Arasındaki Farklar | Bilexis Blog
Beautiful • Pretty • Lovely • Handsome • Attractive • Good-looking • Gorgeous | Kelimeler Arasındaki Farklar
Beautiful • Pretty • Lovely • Handsome • Attractive • Good-looking • Gorgeous | Kelimeler Arasındaki Farklar

Göze hoş gelen bir kişiyi tasvir etmek için kullandığımız bu kelimeler -beautiful, pretty, lovely, handsome, attractive, good-looking, gorgeous, stunning- birbirine yakın anlamlı olmakla birlikte, ifade ettikleri anlamlar oldukça faklıdır.

Beautiful: (güzel)
Göze veya diğer duyu organlarına hoş gelen genel bir anlamı ifade eder.

• Maria is a beautiful girl.
› Maria güzel bir kızdır.

• What a beautiful day!
› Ne güzel bir gün!

Pretty: (şirin, güzel, hoş, tatlı)
İçinde zerafet, incelik ya da narinlik barındıran bir güzelliği ifade etmek için kullanılır.

• They have a very pretty child.
› Çok şirin bir çocukları var.

• She looked so pretty in that dress.
› O elbisenin içinde çok güzel görünüyordu.

Lovely: (sevimli, güzel, hoş, şirin)
İçinde sıcaklık veya şefkat barındıran bir beğeniyi ifade etmek için kullanılır.

• She has a lovely voice.
› Hoş bir sesi var.

• He greeted us with a warm and lovely smile.
› Bizi sıcak ve sevimli bir gülümsemeyle karşıladı.

Handsome: (yakışıklı, hoş)
Göze hoş gelen fiziksel hatlara sahip erkekler için kullanılır.

• a handsome face
› hoş/yakışıklı bir yüz

• He was a tall and handsome man.
› Uzun ve yakışıklı bir adamdı.

Attractive: (çekici, alımlı)
Etkileyici bir güzelliği olan bir kişi için, genellikle cinsel anlamda kullanılır.

• an attractive woman
› çekici bir kadın

• I find him very attractive.
› Onu çok çekici buluyorum.

Good-looking: (güzel, yakışıklı, iyi görünümlü)
Fiziksel olarak güzel veya çekici olan kişiler için kullanılır.

• He was quite good-looking.
› Oldukça yakışıklı bir adamdı.

• She was a good-looking and attractive woman.
› Güzel ve çekici bir kadındı.

Gorgeous: (çok güzel, harika, muhteşem)
Resmi olmayan dilde bir kişinin çok güzel olduğunu belirtmek için kullanılır.

• a gorgeous girl/man
› harika bir kız/erkek

• He has a gorgeous girlfriend.
› Muhteşem bir kız arkadaşı var.

Stunning: (büyüleyici, müthiş, baş döndüren, nefes kesici)
Resmi olmayan dilde bir kadın veya kızın aşırı çekici ve güzel olduğunu belirtmek için kullanılır.

• You look stunning as always.
› Her zamanki gibi büyüleyici görünüyorsun.

Editörün Seçtikleri