Türkçeye ‘bölge, alan, saha vb.’ olarak çevrilen bu kelimeler çoğunlukla birbirlerinin yerine kullanılabilirler. Aşağıda temel kullanımları ve tanımları verilmiştir, daha fazlası için İngilizce sözlüğümüze göz atabilirsiniz.
• a parking area
› park alanı/yeri
• Some rural areas lack electricity.
› Bazı kırsal kesimler elektrikten yoksun.
• I live in the industrial area of the city.
› Şehrin sanayi bölgesinde yaşıyorum.
• the western region of the country
› ülkenin batı bölgesi
• Drought turned the region into desert.
› Kuraklık, bölgeyi çöle çevirdi.
• This plant grows only in the Amazon region.
› Bu bitki sadece Amazon bölgesinde yetişir.
• a war zone
› savaş alanı
• The town is located in an earthquake zone.
› İlçe deprem bölgesinde yer almaktadır.
• enemy territory
› düşman bölgesi
• The army occupied the western territory.
› Ordu batı bölgesini işgal etti.
• shopping district
› alışveriş bölgesi
• There’s a historic district across the river.
› Nehrin karşısında tarihi bir bölge var.
• a poor neighborhood of the city
› şehrin fakir bir mahallesi/semti
• We grew up in a friendly neighbourhood.
› Dostane bir çevrede büyüdük.