Simple Present Tense (Geniş Zaman) | Konu Anlatımı | İngilizcede Zamanlar | Bilexis Blog
Simple Present Tense (Geniş Zaman) | Konu Anlatımı | İngilizcede Zamanlar
Simple Present Tense (Geniş Zaman) | Konu Anlatımı | İngilizcede Zamanlar

Simple Present Tense genel bir durumdan ya da doğrudan bahsederken kullanılan zaman kipidir. Kullanım yerleri Türkçedeki Geniş Zaman'a çok benzerdir.

Olumlu I/You/We/They + V1
  He/She/It + V1 + -s takısı
Olumsuz I/You/We/They do + not + V1
  He/She/It + does + not + V1
Soru DoI/You/We/They + V1
  Does + He/She/It + V1
  Örnek Kısa Hali
+
I love you.    ––
  He sings well.    ––

I do not love you. I don't love you.
  He does not sing. He doesn't sing.
?+
Do you love me?    ––
  Does he sing?    ––
?-
Do you not love me? Don't you love me?
  Does she not sing? Doesn't she sing?

Kullanım Yerleri

Hobi 
Bir alışkanlığı, bir hobiyi ya da tekrar tekrar yapılan bir eylemi belirtmek için, genellikle 'always, sometimes, usually, often, never' gibi sıklık belirten bir zarfla birlikte kullanılır.

• I always get up early.
› Her zaman erken kalkarım.

• I like playing chess.
› Satranç oynamayı severim.

• I drink tea every day.
› Her gün çay içerim.

• I go swimming twice a week.
› Haftada iki kez yüzmeye giderim.

• How often do you go running?
› Ne sıklıkla koşuya çıkarsın?

Genel Doğru  
Uzun süredir devam eden, kalıcı bir durumu ya da genel bir doğruyu belirtmek için kullanılır.

• He works in Germany. 
› Almanya'da çalışıyor.

• Where do you live?
› Nerede yaşıyorsun?

• It doesn't rain much here.
› Burada çok yağmur yağmaz.

• He knows three languages.
› O, üç dil biliyor.

Bilimsel Gerçek 
Doğa kanunları veya bilimsel gerçekler gibi herkes tarafından doğru kabul edilen durumları belirtmek için kullanılır.

• The sun sets in the west.
› Güneş batıdan batar.

• Water boils at 100 degrees Celsius.
› Su 100 santigrat derecede kaynar.

• Every atom has a nucleus.
› Her atomun çekirdeği vardır.

Şu an 
'Stative verbs (durum bildiren fiiler)' ile birlikte şu an ki bir hissi veya düşünceyi belirtmek için kullanılır.

• I feel dizzy. 
› Başım dönüyor.

• You look awful.
› Berbat görünüyorsun.

• I want to drink water.
› Su içmek istiyorum.

• I don't understand you.
› Seni anlamıyorum.

Gelecek 
Gelecekte yapılması takvime bağlanmış bir şeyi belirtmek için, genellikle '
next week, this evening' gibi gelecek bildiren bir zarfla birlikte kullanılır.

• The school starts next week.
› Okul gelecek hafta başlayacak.

• The plane arrives at 09.45.
› Uçak 09.45'te varacak.

Clause (Yan Cümle) 
'If, when, after, before' gibi bağlaçlardan sonra gelecek zamanla birlikte, bir yan cümlecik olarak kullanılır.

• If it rains we'll get wet.
› Yağmur yağarsa ıslanacağız.

• I will visit my uncle before I leave.
› Gitmeden önce amcamı ziyaret edeceğim.

• I'll give something to him when I see him.
› Onu gördüğümde ona bir şey vereceğim.

Talimat
Emir, talimat veya yön bildiren cümlelerde kullanılır.

• Call the police.
› Polisi ara.

• You two help me.
› Siz ikiniz bana yardım edin.

• Go straight for one mile and then turn right.
› Bir mil düz git ve sonra sağa dön.

Anlatı
Hikaye, masal, kitap, film veya maç anlatımında kullanılır.

• The prince goes to the forest and...
› Prens ormana gider ve...

• The Bible says do everything in love.
› İncil her şeyi sevgiyle yapın der.

Haber Başlığı
Haber başlıklarında geçmiş zaman yerine kullanılır.

• Five soldiers die in Iraq.
› Irak'ta beş asker öldü.

• Four people injure in the collision.
› Çarpışmada dört kişi yaralandı.

Örnek Cümleler

• I always get up early.
› Her zaman erken kalkarım.

• I read a book every day.
› Her gün kitap okurum.

• I go swimming twice a week.
› Haftada iki kez yüzmeye giderim.

How often do you drink coffee?
› Ne sıklıkla kahve içersin?

• I clean my room on Sundays.
Pazar günleri odamı temizlerim.

• He sometimes goes to the cinema.
Bazen sinemaya gider.

• It usually rains here in summer.
Burada genellikle yaz aylarında yağmur yağar.

• He never plays chess.
Asla satranç oynamaz.

• The school starts next week.
› Okul gelecek hafta başlayacak.

• The bus leaves at 20.00 this evening.
Otobüs bu akşam 20.00'de kalkacak.

If it rains we'll get wet. 
› Yağmur yağarsa ıslanacağız.

• I'll tell him the truth when I see him.
Onu gördüğümde ona gerçeği söyleyeceğim.

• I must see her before I leave.
Gitmeden önce onu görmeliyim.

• He won't help unless you ask him.
Sen ona sormadıkça sana yardım etmeyecek.

• I have no money at the moment.
Şu anda param yok.

• I want to drink tea now.
Şimdi çay içmek istiyorum.

• Where do you live?
Nerede yaşıyorsun?

• Where do you come from?
Nerelisin?

• What do you do?
Ne iş yapıyorsun?

• Why does he work abroad?
Neden yurt dışında çalışıyor?

• When do you usually get up?
Genellikle ne zaman kalkarsın?

• Who lives in Germany?
Almanya'da kim yaşıyor?

• How much money do you need?
› Ne kadar paraya ihtiyacın var.

How many children do you have?
› Kaç çocuğun var?

• He doesn't like me, does he?
› Benden hoşlanmıyor, değil mi?

• Go straight and then turn left.
› Düz git ve sonra sola dön.

You two help me. 
› Siz ikiniz bana yardım edin.

• "Do you ever think about the future?" "Yes, I do."
› "Geleceği hiç düşünüyor musun?" "Evet."

• "Do you ever feel lonely" "No, I never do."
›  "Hiç yalnız hissediyor musun" "Hayır, asla (hissetmiyorum)." 


İngilizcede zamanların konu anlatımlarına linke tıklayarak gramer sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

İngilizcede Zamanlar


 

Editor's Picks