Stative Verbs (Durum Fiilleri)

İngilizcede stative verbs, bir eylemi değil, bir durumu belirtmek için kullanılır. Bu fiiller genellikle zihinle, duyguyla, algıyla veya sahiplik ile ilgili bir durumdan bahsederken kullanılır. Stative verbs (durum fiilleri) bir eylem belirtmediği için genellikle progressive formda (-ing ile) kullanılmaz.

En Çok Kullanılan Stative Verbs

  Mental states: understand, know, believe, desire, doubt, remember, wish, realize, recognize, suppose, prefer, agree
Emotional states:
love, like, dislike, hate, fear, need, want, astonish, care, envy, mind, please, surprise
Possession:
have, belong, owe, own, possess
Senses:
feel, taste, smell, see, hear, look, appear, seem
Others:
be, contain, cost, deserve, equal, exist, involve, lack, matter, perceive, promise, resemble  

Non-Progressive Kullanım

Çoğu stative verbs '-ing' eki almadığı için, bu fiillerle konuşma anındaki bir durumdan bahsederken present continuous tense (şimdiki zaman) değil, simple present tense (geniş zaman) kullanılır. Cümle içindeki kullanımına göre '-iyor' ekiyle ya da '-er' ekiyle Türkçeye çevirilebilir.

I know John.
I’m knowing John.
› John’u tanıyorum/tanırım.

 I want to drink water.
I’m wanting to drink water.
› Su içmek istiyorum.

I don't understand you.
I’m not understanding you.
› Seni anlamıyorum.

I will be there, I promise. 
I will be there, I’m promising.
› Orada olacağım, söz veriyorum.

I agree with you.
I am agreing with you.
› Sana katılıyorum.

Progressive Kullanım

İngilizcede bazı filler hem bir eylemi hem de bir durumu belirtmek için kullanılabilir. Genellikle bu fillerin eylem ve durum belirten anlamları birbirlerinden faklıdır. Durum belirten anlamı non-progressive formda (-ing eki olmadan), eylem berlirten anlamı ise progressive formda (-ing eki ile) kullanılır.

Have

Have'in eylem ve durum belirttiği bazı kullanımlar.

Durum have a car: arabası olmak
 have a house: evi olmak
 have money: parası olmak
 have a friend: arkadaşı olmak
 have a chance: fırsatı olmak
Eylem  have breakfast: kahvaltı yapmak
 have tea: çay içmek
 have a shower: duş almak
 have a holiday: tatil yapmak
 have a good time: iyi vakit geçirmek
 have a word: konuşmak

'Have' sahiplik belirttiğinde progressive formda kullanılmaz.

• I have a red car. 
› Kırmızı bir arabam var.

• I don't have any money. 
› Hiç param yok.


'Have' bir eylem belirttiğinde progressive formda kullanılabilir.

• We're having breakfast now. 
› Şu an kahvaltı yapıyoruz.

• I'm having a good time here. 
› Burada iyi vakit geçiriyorum.

Be

'Be + adjective' yapısı bir kişiyi tasvir etmek için kullanılır. 

• She is very lazy. 
› Çok tembeldir.

• He is a rude man. 
› O kaba bir adamdır.


'Being + adjective' yapısı bir kişinin konuşma esnasında sergilediği bir davranışı belirtmek için kullanılır. 

• She is being lazy. 
› Tembellik yapıyor.

• He is being rude to me. 
› Bana kaba davranıyor.

Think

'Think' non-progressive formda kullanılırsa kişinin fikri olduğunu -durum belirtir, progressive formda kullanılırsa düşünmeyi veya tasarlamayı -eylem belirtir.

• I think you are right.
› Bence haklısın.

• I'm thinking of you.
› Seni düşünüyorum.

• She's thinking of moving to a new city.
› Yeni bir şehre taşınmayı düşünüyor.

Taste

'Taste' non-progressive formda kullanılırsa bir şeyin tadı olduğunu -durum belirtir, progressive formda kullanılırsa bir şeyin tadına bakmayı -eylem belirtir.

• The food tastes delicious.
› Yemek lezzetlidir.

• He is tasting the food.
› Yemeğin tadına bakıyor.

Smell

'Smell' non-progressive formda kullanılırsa bir şeyin kokusu olduğunu -durum belirtir, progressive formda kullanılırsa bir şeyi koklamayı -eylem belirtir.

• The rose smells nice. 
› Gül hoş kokuyor.

• She's smelling the rose.
› Gülü kokluyor.

See

'See' non-progressive formda kullanılırsa anlamayı veya görmeyi -durum belirtir, progressive formda kullanılırsa buluşmayı/görüşmeyi -eylem belirtir.

• I see what you mean. 
› Neyi kastettiğini anlıyorum.

• I see the lake from here.
› Gölü buradan görüyorum.

• I'm seeing my friend tomorrow.
› Yarın arkadaşımla görüşeceğim.

Look & Feel

'Look' ve 'feel' kelimeleri hem non-progressive hem de progressive formda kullanılabilir. Anlamları aynı olmakla birlikte progressive formda kullanılırsa konuşma anı vurgulanır.

• You look awful. 
• You're looking awful. 
Berbat görünüyorsun.

• I feel sick. 
• I'm feeling sick. 
Kendimi hasta hissediyorum.