Small ile cümleler
Small
The room is quite small.
Oda epey küçük.
I have a small car.
Küçük bir arabam var.
This is a small problem.
Bu küçük bir sorun.
The kitten is so small.
Yavru kedi çok küçük.
I had a small epileptic fit.
Küçük bir epilepsi nöbeti geçirdim.
She lives on a small salary.
Düşük bir maaşla geçiniyor (= yaşıyor).
He seems small for his age.
Yaşına göre küçük görünüyor.
The bird is a small animal.
Kuş küçük bir hayvandır.
My room has a small window.
Odamın küçük bir penceresi var.
The town has a small population.
Kasaba küçük bir nüfusa sahiptir.
We live in a small house.
Küçük bir evde yaşıyoruz.
The room accommodates a small guest toilet.
Oda küçük bir misafir tuvaleti barındırıyor. | Odada küçük bir misafir tuvaleti bulunmaktadır.
He cut the pepper into small pieces.
Biberi küçük parçalara ayırdı. | Biberi küçük parçalar halinde kesti.
They generally live together in small groups.
Genellikle küçük gruplar halinde birlikte yaşarlar.
The hotel room was comfortable, albeit small.
Otel odası küçük olmasına rağmen rahattı.