The financial analyst predicted a market downturn.

The weather forecast predicted heavy rain, and therefore, they decided to postpone the outdoor event.

Hava durumu şiddetli yağmur öngördü ve bu nedenle açık hava etkinliğini ertelemeye karar verdiler.

Nobody could predict the future.

Kimse geleceği tahmin edemez.

They predict a positive outcome.

Olumlu bir sonucu tahmin ediyorlar.

No one can predict what will happen.

Ne olacağını kimse tahmin edemez.

It's difficult to predict the course of events.

Olayların gidişatını tahmin etmek zor.

We can't predict the weather with absolute accuracy.

Hava durumunu mutlak doğrulukla tahmin edemeyiz.

We cannot predict the weather with absolute accuracy.

Hava durumunu kesin bir doğrulukla tahmin edemeyiz.

It is too early to predict the outcome.

Sonucu tahmin etmek için çok erken. | Sonucu tahmin etmek henüz çok erken.

It's still not possible to accurately predict earthquakes.

Depremleri tam olarak önceden kestirmek hâlâ mümkün değil.

You can't predict the future with absolute certainty.

Geleceği tam bir kesinlikle tahmin edemezsiniz.

It's hard to predict the result of the election.

Seçim sonucunu tahmin etmek zor.

He claims that he predicts future events.

Gelecekteki olayları tahmin ettiğini iddia ediyor.

Heavy snowfalls are predicted for tonight.

Bu gece yoğun kar yağışı bekleniyor.

Astronomers can predict the exact time of a lunar eclipse.

Gökbilimciler bir ay tutulmasının tam zamanını tahmin edebilirler.