Pleasure ile cümleler
Pleasure
He smiled with pleasure.
Keyifle gülümsedi.
It was a pleasure meeting you.
Seninle tanışmak bir zevkti.
She gets pleasure from helping others.
Başkalarına yardım etmekten zevk alıyor.
It was a pleasure for me.
Benim için bir zevkti.
He takes no pleasure in his work.
İşinden hiç zevk almıyor. | İşinden keyif almıyor.
It was a great pleasure for me.
Benim için büyük zevkti.
It was such a pleasure to meet you.
Sizinle tanışmak büyük bir zevkti.
Indeed, it was a pleasure working with her on the project.
Aslında, projede onunla çalışmak bir zevkti.
The town has become a place of leisure, pleasure and entertainment.
Kasaba bir dinlence, keyif ve eğlence yeri hâline geldi.