They were determined to achieve victory.

Zafere ulaşmaya kararlıydılar.

Notwithstanding the setback, they remained determined.

Aksiliklere rağmen kararlılıklarını korudular.

He was determined never to give in.

Asla pes etmemeye kararlıydı.

The wrestler was determined not to give in.

Güreşçi pes etmemeye kararlıydı.

She was determined to achieve a healthier lifestyle.

Daha sağlıklı bir yaşam tarzına ulaşmaya kararlıydı.

The detective was determined to solve the crime.

Dedektif suçu çözmeye kararlıydı.

Despite the setbacks, she maintained a determined attitude.

Aksiliklere rağmen kararlı tavrını sürdürdü.

She approached every task with a determined effort.

This year, I'm determined to get in shape.

I admire his determined attitude towards achieving his goals.

Hedeflerine ulaşma konusundaki kararlı tavrına hayranım.

She was tired, albeit determined to finish the race.

Yarışı bitirmeye kararlı olmasına rağmen yorgundu.

The both sides in the conflict are determined to pursue peace.

Çatışmanın her iki tarafı da barışa ulaşmada kararlı.

The left party is determined to overturn the juridical system.

Sol parti, hukuk sistemini devirmeye kararlıdır.

She was determined to right the wrongs in her life.

Hayatındaki yanlışları düzeltmeye kararlıydı.

This situation can only be overturned if the government stands determined.

Bu durum ancak hükümet kararlı durursa tersine çevirilebilir.