I'll wait until tomorrow to decide.

Karar vermek için yarına kadar bekleyeceğim.

Give me some time to decide.

Karar vermem için bana biraz zaman ver.

Decide whether to stay or leave.

Kalmaya ya da gitmeye karar verin. | Kalacak mısın yoksa gidecek misin karar ver.

I could not decide what to do.

Ne yapacağıma karar veremedim.

We need to decide whether to proceed.

Devam edip etmeyeceğimize karar vermeliyiz.

He decided to apply to university in a different state.

Farklı bir eyaletteki üniversiteye başvurmaya karar verdi.

The weather was hot, therefore we decided to go swimming.

Hava sıcaktı, bu nedenle yüzmeye gitmeye karar verdik.

Nevertheless, I decided to go ahead with the project.

Yine de projeye devam etmeye karar verdim. | Mamafih, projeyi sürdürmeye karar verdim. | Bununla birlikte projeye devam etmeye karar verdim.

We decided to take a weekend trip to the beach to relax and unwind.

Rahatlamak ve gevşemek için sahile bir hafta sonu gezisi yapmaya karar verdik.

She decided to study abroad in France.

Fransa'da yurt dışında okumaya karar verdi.

We decided to skip the party altogether.

Partiyi tamamen atlamaya karar verdik.

He decided to declare his love.

Aşkını ilan etmeye karar verdi.

The country decided to declare war on its neighboring nation.

Ülke, komşu ulusa savaş ilan etmeye karar verdi.

The weather was cold. However, they decided to go for a walk.

Hava soğuktu. Yine de yürüyüşe çıkmaya karar verdiler.

She decided to pursue full-time study to advance her career.