There was nothing besides a few scattered chairs in the empty room.

Boş odada dağılmış birkaç sandalyeden başka bir şey yoktu.

He was sitting on an upright chair.

Dik bir sandalyede oturuyordu.

Move your chair over toward the fire.

Sandalyeni ateşe doğru çek.

Is there a space for another chair?

Bir diğer sandalye için (boş) yer var mı?

She is sitting in the middle chair.

Ortadaki sandalyede oturuyor.

She turned the chair towards the window.

Sandalyeyi pencereye doğru çevirdi.

I set a chair by the bed.

Yatağın yanına bir sandalye koydum.

They wrapped each chair in paper fabric.

Her sandalyeyi kağıt malzemeye sardılar.

In the word "chair", the accent falls on the first syllable.

"Chair (= sandalye)" kelimesinde vurgu ilk heceye düşer (= hecede olur).

Can we make space for an extra chair?

He moved the chair closer to the table.

Sandalyeyi masaya yaklaştırdı.

You haven’t stirred from the chair all day.

Chairs come in various sizes.

This table is twice the length of the chair.

Bu masa sandalyenin iki katı uzunluğunda.

Leave a little space between chairs.

Sandalyelerin arasına biraz boşluk bırak.