İngilizcede 'will' ve 'going to' arasındaki farklar ve örnek cümleler.
Will ve Going to kalıplarının ikisi de gelecek zamanı ifade eder. Çoğunlukla birbirlerinin yerlerine kullanılabilseler de ifade ettikleri anlamları farklıdır.
• Someone is at the door. I’ll go and open it.
› Kapıda birisi var. Gidip açayım.
• I am very thirsty. I will drink water.
› Çok susadım, su içeceğim.
• Will you join us for lunch?
› Öğle yemeğinde bize katılır mısın?
• I promise, I’ll help you.
› Söz veriyorum, sana yardım edeceğim.
• I will be probably late tonight.
› Bu akşam muhtemelen geç kalacağım.
• I think he’ll pass the exam.
› Bence sınavı geçecek.
• Winter will come again.
› Kış tekrar gelecek.
• He’ll be a father soon.
› Yakında baba olacak.
• The weather is cloudy. It’s going to rain.
› Hava bulutlu. Yağmur yağacak.
• Look out! You’re going to fall down.
› Dikkat et! Düşeceksin.
• I’m going to buy a new car.
› Yeni bir araba alacağım.
• What are you going to do this weekend?
› Bu hafta sonu ne yapacaksın?
Will | Be Going To |
Konuşma anındaki karar: • ‘Tom got sick.’ ‘I didn’t know. I’ll go and visit him.’ › ‘Tom hastalandı.’ ‘Bilmiyordum. Onu gidip ziyaret edeceğim.’ |
Konuşma anı öncesindeki plan: • ‘Tom got sick.’ ‘I know. I'm going to visit him tomorrow.’ › ‘Tom hastalandı.’ ‘Biliyorum. Onu yarın ziyaret edeceğim.’ |
Fikre dayalı tahmin: • I think It'll rain soon. › Sanırım yakında yağmur yağacak. |
Bir kanıta/belirtiye dayalı tahmin: • I think It's going to rain soon. › Sanırım yakında yağmur yağacak. |
İstek, söz, teklif: • I will help you. › Sana yardım edeceğim. |
-------- |
Gelecekle ilgili bir gerçek: • The sun will rise again. › Güneş tekrar doğacak. |
-------- |
İngilizcede zamanların konu anlatımlarına linke tıklayarak gramer sayfamızdan ulaşabilirsiniz.