İngilizcede ‘Might’ Kullanımı | Bilexis Blog
İngilizcede ‘Might’ Kullanımı
İngilizcede ‘Might’ Kullanımı

İngilizcede 'might' kullanımı, konu anlatımı ve örnek cümleler.

Might, Türkçeye ‘-ebilir’ olarak çevirilir. Genel olarak bir olasılık belirtmek, izin istemek, kibarca bir şey sormak ya da söylemek için kullanılır.

Yapı
  Olumlu (özne + might + V1)
  • He might be late.
  › Geç kalabilir.
  Olumsuz (özne + might + not + V1)
  • He might not be late.
  › Geç kalmayabilir.
  Soru (might + özne + V1)
  • Might I come in?
  › İçeri girebilir miyim?

Kullanım Yerleri

Olasılık
Bir şeyin mümkün olduğunu belirtmek için kullanılır.

• We might be late.
› Geç kalabiliriz.

• It might be dangerous to go there.
› Oraya gitmek tehlikeli olabilir.

• They might have missed the train.
› Treni kaçırmış olabilirler.

May'in geçmiş hali
a) Birinin geçmişte söylediği veya rica ettiği bir şeyi aktarmak için kullanılır.

• He said he might be late for the meeting.
› Toplantıya geç kalabileceğini söyledi.

• She asked if I might help her.
› Ona yardım edip edemeyeceğimi sordu.

b) 'In order that' ve 'so that' den sonra geçmişteki bir amacı belirtmek için kullanılır.

• I set an alarm so that I might not oversleep.
› Uyuyakalmamak için alarm kurdum.

• We left early in order that we might not miss the flight.
› Uçağı kaçırmamak için erken ayrıldık.

İzin
Kibarca izin istemek için kullanılır.

• Might I use your phone?
› Telefonunuzu kullanabilir miyim?

• I wonder if I might be able to borrow your car?
› Acaba arabanızı ödünç alabilir miyim?

Kibar ifade
Kibarca bir şey söylemek, sormak ya da önermek için kullanılır.

• Might I ask a question?
› Bir soru sorabilir miyim?

• I thought we might go out tonight.
› Bu gece dışarı çıkabiliriz diye düşünmüştüm.

• If I might say, I think the design could be more simple.
› Söylememin bir mahsuru yoksa, tasarımın daha basit olabileceğini düşünüyorum.

İki doğru
Bir şeyin doğru olduğunu ama başka bir şeyin de doğru olduğunu belirtmek için kullanılır.

• He might be rich, but he is so stingy.
› Zengin olabilir ama çok cimridir.

• It might be a good idea to go there, but we don’t have time.
› Oraya gitmek iyi bir fikir olabilir ama zamanımız yok.

Rahatsızlık
Birinin yaptığı veya yapmadığı bir şeyden rahatsız olduğunu belirtmek için kullanılır.

• You might at least apologize!
› En azından özür dileyebilirsin!

• You might have told me you were going to be late!
› Bana geç kalabileceğini söyleyebilirdin!

'Might' ile Örnek Cümleler

• It might be true.
› Bu gerçek olabilir.

• It might snow tomorrow.
› Yarın kar yağabilir.

• It might be smart to do that.
› Bunu yapmak akıllıca olabilir.

• He might be able to fix the car.
› Arabayı tamir edebilir.

• Might I make a suggestion?
› Bir öneride bulunabilir miyim?

• We might go to the park later.
› Daha sonra parka gidebiliriz.

• We might go on holiday next month.
› Gelecek ay tatile gidebiliriz.

• You might want to change the design.
› Tasarımı değiştirmek isteyebilirsiniz.

• I might need to borrow your umbrella.
› Şemsiyeni ödünç almam gerekebilir.

• We might have to cancel the picnic if it rains
› Yağmur yağarsa pikniği iptal etmek zorunda kalabiliriz

• You might have left your keys in the car.
› Anahtarlarını arabada unutmuş olabilirsin.

• I thought we might go to the beach on Saturday.
› Cumartesi günü sahile gideriz diye düşündüm.

• He said he might help me with the project tomorrow.
› Yarın projede bana yardım edebileceğini söyledi.

• It was too risky. He might have lost his job.
› Çok riskliydi. İşini kaybetmiş olabilirdi.

• If we hurry, we might get there on time.
› Acele edersek zamanında varabiliriz.

• If she knew the truth, she might not do that.
› Gerçeği bilseydi, bunu yapmayabilirdi.

• If he had studied more, he might have passed the test
› Daha fazla çalışsaydı sınavı geçebilirdi.

• I might buy a new car, but I can't be sure.
› Yeni bir araba alabilirim ama emin olamıyorum.

• She said she might be late, but she arrived early.
› Geç kalabileceğini söyledi ama erken geldi.

• It's hard to tell, but the team might win the game.
› Söylemesi zor ama takım maçı kazanabilir.

• You might at least try to pass the test!
› En azından testi geçmeyi deneyebilirsin.

• You might have asked me for my opinion before making the decision.
› Karar vermeden önce bana fikrimi sorabilirdin.

• I'm not sure if I'll be able to finish the marathon. It might be too difficult for me
› Maratonu bitirebileceğimden emin değilim. Benim için çok zor olabilir.

Editörün Seçtikleri