The Definite Article 'The' (Belirli Tanımlık)

İngilizcede the definite article ‘the’ (belirli tanımlık) kullanımı, konu anlatımı ve örnek cümleler.

Türkçede kullanımı olmayan the definite article ‘the’ (belirli tanımlık), bilinen bir şeyden bahsederken kullanılır. Bu tanımlık 'a/an' in aksine, sayılamayan, sayılabilir tekil ve çoğul isimlerle birlikte kullanılabilir.

Kullanım

☞ Daha önce bahsedildimiş bir kişiyi veya şeyi kastetmek için kullanılır.

• Tom works in a factory. The factory is very big.
› Tom bir fabrikada çalışıyor. Fabrika çok büyük.
_{✍︎ Fabrika ilk cümlede 'a' ile, ikinci cümlede ise -Tom’un çalıştığı fabrikadan bahsedildiği bilindiği için- 'the' ile kullanıldı.}

☞ Hangi kişiden veya şeyden bahsedildiği açık olan durumlarda kullanılır.

• Can you pass the salt? (= masanın üzerindeki tuz)
› Tuzu uzatır mısın?

• Can you close the door? (= odanın kapısı)
› Kapıyı kapatır mısın?

• My mother is in the kitchen. (= evin mutfağı)
› Annem mutfakta.

• He is washing the car. (= kendi arabası)
› Arabayı yıkıyor.

• She is going to the bank. (= her zaman gittiği banka)
› Bankaya gidiyor.

• Do you know the man over there? (= işaret edilen kişi)
› Oradaki adamı tanıyor musun?

• I'm reading the book that John gave me.
› John'nın verdiği kitabı okuyorum.

☞ Tek olan şeylerden bahsederken kullanılır.

	the sun the moon the earth the planet the world the ground	the universe the sky the environment the equador the internet the Pope
	• The sun is rising. › Güneş doğuyor. • The moon is bright tonight. › Ay bu gece parlak. • Paris is the capital of France. › Paris, Fransa'nın başkentidir. • He is the prime minister of Italy. › O, Italya'nın başbakanıdır.

☞ Superlative sıfatlardan önce kullanılır.

• It is the oldest church in the city.
› Bu, şehirdeki en eski kilisedir.

• She's the most beautiful girl I've ever seen.
› O gördüğüm en güzel kız.

☞ Sıra sayılarından ve 'last, next, same, only' kelimelerinden önce kullanılır.

• This is the third time I have come here.
› Bu, buraya üçüncü gelişim.

• I read the last paper of the book.
› Kitabın son sayfasını okudum.

• They go to the same school.
› Onlar aynı okula gidiyor.

☞ 'The + sıfat' yapısı ile bir insan grubundan genel anlamda bahsetmek için kullanılır.

	the young the old the elderly the rich the poor the homeless	the unemployed the sick the injured the diabled the dead the powerful
	• They are helping the poor. › Fakirlere yardım ediyorlar. • The facility is built for the young. › Tesis gençler için inşa edilmiştir.

☞ 'The + ulus ismi' yapısı ile bir ulusun tamamından bahsetmek için kullanılır.

	• The French like wine. › Fransızlar şarabı sever. • The Japanese place a great emphasis on respect. › Japonlar saygıya büyük önem verir.
	💬 Ulus isimlerinin tekil ve çoğul kullanımları farklıdır. ➤ Sonu -ch veya -sh ile biten ulus isimleri tekil olarak kullanılmazlar. • the French (Fransızlar) → a Frenchman (Fransız adam) • the English (İngilizler) → an Englishwoman (İngiliz kadın) ➤ Sonu -ese ile biten ulus isimleri tekil olarak kullanılabilir. • the Chinese (Çinliler) → a Chinese (Çinli) • the Japanese (Japonlar) → a Japanese (Japon) ➤ Diğer ulus isimlerinin çoğul yapısında -s kullanılır, the kullanılmaz. • Italians (İtalyanlar) → an Italian (İtalyalı) • Turks (Türkler) → a Turk (Türk) ➤ İsviçre bu kuralların dışındadır. • the Swiss (İsviçreliler) → a Swiss (İsviçreli)

☞ Bir müzik aletinden genel anlamda bahsetmek için kullanılır.

• She likes to play the piano.
› Piyano çalmayı sever.

• He is learning the guitar.
› Gitarı öğreniyor.

☞ Tekil bir isimle bir türün ya da gubun üyelerinden bir bütün olarak bahsetmek için kullanılır.

• The lion is a wild animal. (= Lions are wild animals.)
› Aslan vahşi bir hayvandır.

• The oak is a beautiful tree. (= Oaks are beautiful trees.)
› Meşe güzel bir ağaçtır.

• The heart pumps blood throughout the body. (= Hearts pump blood throughout the body.)
› Kalp kanı tüm vücuda pompalar.

• The computer can process large amounts of data quickly. (= Computers can process large amounts of data quickly.)
› Bilgisayar büyük miktarda veriyi hızlı bir şekilde işleyebilir.

☞ İsimlerden sonra gelen unvan adlarından önce kullanılır.

• Alexander the Great
• Elizabeth the Second
• William the Conqueror

☞ 'The + çoğul soyadı' yapısı ile bir aileden söz ederken kullanılır.

• The Taylors went on holiday.
› Taylor'lar tatile gitti.

• The Jacsons are not at home.
› Jakcson'lar evde değil.

☞ Çoğul ülke ve 'states, kingdom, republic, united' içeren ülke isimlerinden önce kullanılır.

	the United States of America the United Kingdom the Czech Republic	the Netherlands the Philipines the republic of Turkey
	• The United Kingdom is located in Europe. › Birleşik Krallık Avrupa'da yer almaktadır.

☞ Okyanus, deniz, nehir, çöl ve kanal isimlerinden önce kullanılır.

	the Atlantic (Ocean) the Indian Ocean the Mediterranean (Sea) the Black Sea the Sahara (Desert)	the Gobi Desert the Nile (River) the Amazon (River) the Suez Canal the Panama Canal
	• The Volga is the longest river in Europe. › Volga, Avrupa'nın en uzun nehridir. • Many ships cross the Atlantic Ocean each day. › Her gün birçok gemi Atlantik Okyanusu'nu geçiyor.

☞ Takım ada ve sıra dağ isimlerinden önce kullanılır.

	the Himalayas the Alps the Urals (= the Ural Mountains)	the Cayman Islands the Cocos Islands the Canary Islands
	• The Alps are the highest mountain range in Europe. › Alpler, Avrupa'nın en yüksek dağ silsilesidir. • The Canary Islands have beautiful beaches. › Kanarya Adaları güzel plajlara sahiptir.

☞ Otel, müze, galeri, tiyatro ve sinema isimlerinden önce kullanılır.

	Otel: th Hilton Hotel, the Plaza Hotel, the Ritz Hotel Müze/Galeri: the British Museum, the Vatican Museums, the Uffizi Galeries Tiyatro/Sinema: the Teatro Greco, the Sydney Opera House
	• We are going to stay at the Hilton. › Hilton'da kalacağız.

☞ Sanat yapıtı ve herkes tarafından bilinen bina isimlerinden önce kullanılır.

	the Mona Lisa the Saint Mark the Nightmare	the White House the Taj Mahal the Eiffel Tower
	• Have you ever visited the Eiffel Tower? › Eyfel Kulesi'ni hiç ziyaret ettiniz mi? • The Nightmare is an oil painting by Henry Fuseli. › Kabus, Henry Fuseli'nin yağlıboya tablosudur.

☞ Gazete ve kuruluş isimlerinden önce kullanılır.

	the New York Times the Washington Post the Sun	the United Nations the European Union the BBC
	• She works for the Washington Post. › Washington Post'ta çalışıyor. • The United Nations (UN) was established in 1945. › Birleşmiş Milletler (BM) 1945'te kuruldu.

☞ Yön ve yer belirten ifadelerde kullanılır.

	・the west/east/south/north (of France) ・the middle, the top, the end ・the right, the left ・the front, the rear
	• The exit is on the right. › Çıkış sağda. • My house is at the end of the street. › Evim sokağın sonunda. • The mountains lie to the west of the city. › Dağlar şehrin batısında yer alır.

☞ Belirli bir zaman dilimini ifade etmek için kullanılır.

	・in the future/past/present ・in the morning/afternoon/evening ・during the day/winter ・in the seventies/1970s/'70s ・at the begining/end (of the week/year etc.)
	• She is not available at the moment. › Şu anda müsait değil. • He is the best player of the year. › O, yılın en iyi oyuncusu. • This song was popular in the 1990s. › Bu şarkı 1990'larda popülerdi.

☞ Vücudun bir bölümünden, elbisenin bir parçasından veya bir kişinin ailesinden, sağlığından vb. bahsederken, iyelik zamiri (my, your, his, its, etc.) yerine kullanılır.

• How is the (= your) family?
› Ailen nasıl?

• He was shot in the (= his) leg.
› Bacağından vuruldu.

• He grabbed me by the (= my) collar.
› Beni yakamdan tuttu.

☞ Bir şeyin veya kişinin en iyi, en ünlü, en önemli vb. olduğunu vurgulamak için kullanılır.

• Do you know Khaled Hosseini, the novelist?
› Romancı Khaled Hosseini'yi tanıyor musun?

• 'I met Tom Cruise today.' 'Did you meet the Tom Cruise?
› 'Bugün Tom Cruise ile tanıştım.' '(Oyuncu) Tom Cruise ile mi tanıştın?'